top of page

Karma

Updated: Nov 8, 2022

En son ne zaman karşılık beklemeden bir eylemde bulundun?

Hatta şöyle sorayım ama kendine dürüst ol, hiçbir karşılık beklemeden bulunduğun bir eylem oldu mu hayatında?


Bu yazımda sizlere biraz Karma’dan bahsetmek istiyorum. Ama çok tedirginim.

Konu çok derin ve meşakkatli.

Doğru sözcükleri seçmeye çalışıyorum günlerdir kafamda.

Ama ifade etme kaygısı beni yazmaktan uzaklaştırdığı için direk balıklama atlamaya karar verdim.


Karma önemli.

Öyle sosyal medyada allı pullu görsellerin üzerine “eden bulur” yazmak gibi bir şey değil çünkü. Böyle paylaşımlar gördükçe paylaşan kişiyle saatlerce konuşma ihtiyacı hissederken bulmaya başladım kendimi.

O zaman bir yerden başlayalım anlatmaya dedim ve işte buradayız.

Sizlere ilk yazımda “Yoga Nedir?”i açıklamaya, bu engin dünyaya tatlı ve yumuşak bir giriş yapmanıza yardımcı olmaya çalışmıştım.

Şimdi biraz derinleşelim diyorum. Çünkü karma aslında, yoganın bir kolu, 4 yolundan biri.


Yoga’nın en temel yazılı kaynağı MÖ 100 – MS 500 dönemlerine ait olan Patanjali’nin Yoga Sutraları’dır. Patanjali adlı bilge tarafından derlenen ve 196 sutradan (vecize) oluşan metin, “şimdi yoga açıklanır” sutrasıyla başlar ve Patanjali bize “yoga” nın ne olduğunu bu 196 aforizma yardımıyla açıklar. Kitaptaki ikinci sutra “yogah chittavritti nirodhah” (I.2) yani “yoga zihnimizin dalgalanmalarının sakinleşmesidir” anlamına gelir. Üçüncü sutra ise zihnin dinginleşmesi sonucu, kişinin gerçek benliği ile buluşabileceğini söyler; “tadah drastuh svarupe avasthanam” (I.3). Kitabın devamında Patanjali kişinin gerçek benliğine ulaşabilmesi için eylemlerinin sonuçlarına bağlanmaması gerektiğini söyler. Yani insanın, yaptığı eylemin sonucunda oluşabilecek bir meyve beklentisinden kurtulması gerektiğini öğütler. Özetle; ancak o meyveden feragat ettiğimizde aydınlanabileceğimizi söyler.


Haydi biraz daha derinleşelim. Yazının başında karma için “yoganın 4 yolundan biri” diye bahsetmiştim. İşte buradan başlayacağız derinleşmeye.


Önce bir bakalım bu yollar neymiş:


Jnana Yoga (Bilgi Yogası): Bu yolda amaç cehaletten arınmaktır. Jnana yoga yolunda, bir rüyadan uyandığımızda olduğu gibi, yanılsamanın farkına varıp gerçekliğin bilgisiyle özgürleşiz. Bu yol bana hep Platon’un mağara metaforunu çağrıştırmıştır.


Bhakti Yoga (Sevgi Yogası): Bhakti yoga adanmışlık yogası olarak da geçer. Kişi kendini sarf sevgiye (tanrı sevgisi) adar. Bhakti yoga uygulayıcısı Tanrı’yı her insanda mevcut olan bir varlık olarak görür. Bu yol sanıldığı kadar basit bir yol değildir. Çünkü duyular üzerinde hakimiyet gerektirir ve gerçek sevginin ne olduğunu kişinin anlaması üzerine kuruludur.


Raja Yoga (Akıl Yogası): Patancali’nin sutralarına göre bu yol "Ashtanga Yoga”, “Kral Yolu”, “8 Basamaklı Yol” olarak da bilinir. Akıl kontrolü ile kişiyi özgürleştirmeye götürecek teknikler sunar. Yani amaç, bahsedilen teknikleri kullanarak aklın dalgalanmasını önlemek ve kontrolü ele geçirmektir.


Karma Yoga (Fiil Yogası): Karma Sanskrit dilinde “fiil” demektir. Karma Yoga ise, fiilde ustalaşmaktır. Detaylarına aşağıda geçeceğim.


Aslında kişinin bu dört yoldan hangisini seçtiği önemli değildir; çünkü her yol kişiyi aynı sonuca, yani özgürleşmeye götürür. Kişi isterse Bhakta olur ve Bhakti Yoga üzerine yoğunlaşır, isterse Raja Yoga’ya yoğunlaşır, isterse Karma Yoga’ya. Bu yolların biri diğerinden daha iyi ya da kötü değildir, diğerine göre kestirme yol yoktur. 


Biz bugün bu yazıda Karma yolunu seçmenin ne demek olduğuna biraz daha yakından bakıyoruz sadece. Böylece zihnimizde karmaya dair oluşmuş yanıltıcı fikirleri hayatımızdan çıkarabiliriz en azından.

Karma’da derinleşmek istiyorsak bu konuyla ilgili temel yoga metinlerinden biri olan Bhagavad Gita’ ya göz atmakta fayda var. Bhagavad Gita “Fiilin meyvesine duyduğu bağımlılıktan kurtulmuş, her zaman halinden hoşnut olan, hiçbir şeye bağımlı olmayan kişi fiilde bulunduğu halde hiçbir şey yapmaz (karma yaratmaz).” (4.20.) der. Yani kişi elinden gelenin en iyisini yapar, yaptığı göreve kendini adar ve bu esnada zihninin, yaptığı görevin kendine sağlayacağı faydaları düşünmesine izin vermeyerek ben merkezciliğin önüne geçmiş ve zihnin enerjisinin dağılmasını önlemiş olur, böylece özgürleşir. Yoga da özgürleşmek, nesnel dünyadan bağımsızlaşmak demektir. Bütün olmak, evresel enerjiyle bir olmak ve zaman mekan gibi kavramların ötesine geçerek sonsuz bir özgürlük halinde olmak demektir. Orada artık “ben” kalmaz.

“Tüm fiiller her durumda sadece Doğa’nın değerlerinden ortaya çıkarlar. Aklı egoizmden dolayı yanılgı içinde olan kişi ise “Yapan benim” diye düşünür.” (3.27) Bagavat Gita.



Karma yogaya göre hayattaki mutsuzluk ve üzüntülerin tek kaynağı "sahiplenme”dir. Ancak kişi görevinden hiçbir kazanç beklemedikçe ve sahiplenme arzusu ortadan kalktığında tüm keder ve üzüntülerinden kurtularak özgürleşir. Bunu başarabilmenin yolunun ise "Tanrı’nın iradesine teslim olmak” ve "Tanrı’yı dışarıda değil kendi içimizde, kalbimizin içerisinde hissedebilmek” ile mümkün olabileceğini savunur. Yani biz “eden bulur” diye hareket ettiğimizde karmaya düşeriz, karma yaratırız. Çünkü birinin yaptığı eyleme “eden” diyebilmemiz için bir de “edilen”e ihtiyaç vardır. Yani “ben”. Ben dediğimiz sürece de aslında karma yaratırız. O yüzden bir arkadaşımızın arabasına biri çarptığında “boş ver, sana bir şey olmadı ya!” diyebilirken bizim arabamıza çarpıldığında aynı soğukkanlılıkta olamayız. Çünkü işin içine “ben” girmiştir artık. Böylece bir duygu yükselmeye başlar içimizde ve bu duygu hep negatif olur genelde. Böylece biz de bir karma yaratırız. Ama aslında yaşamda amaç karmadan kurtulmak, özgürleşmektir. Çünkü karmaya her düştüğümüzde hikâyemiz başa sarar ve biz biraz daha kendimizin, aklımızın tutsağı oluruz. Yaşamımızın yegâne amacı olan aydınlanma ve evrensel enerjiyle bütünleşmekten de bir o kadar uzaklaşmış oluruz.


Işık ve sevgiyle,

Namaste


Kaynaklar

B.K.S. Iyengar, Light on the Yoga Sutras of Patanjali (2002) Swami Sivananda (çeviren: Ayça Gürelman), Bhagavat Gita (2003)


Comments


bottom of page