Bazen ne kadar karanlık görünüyor her şey insanın gözüne. Adım atmaya korkar oluyorsun böyle zamanlarda. Ben mesela, bundan 1 sene önce ne yapmak istemediğime çok net karar vermiştim aslında. Ne yapmak istediğim de minik minik "ben buradayım, gelsene" diye fısıldıyordu kulağıma. Fakat istemediğim bu dünya öyle tanıdıktı ki, içinden çıkmak istesem de dışına atılacağım dünya onun yanında kocaman ve bilinmezliklerle dolu bir yerdi. Cesaretimi toplayıp bu yıkık dökük ve artık iş görmeyen konfor alanımı terketmem o yüzden bu kadar uzun sürdü. Ama sonunda başardım!
İşte tam 1 ay oldu kurumsal yaşamı, onun getirdiği etiketleri hayatımdan çıkartıp bir kenara bırakalı. Zor oldu evet, çok zorlandım zihinsel olarak. Bana öğretilenler, toplumsal kodlar, içinde büyütüldüğüm beklentiler her gün üşüştü başıma, beni olduğum yerde çakılı tutmak için var güçleriyle uğraştılar. Ama yılmadım ve savaşı sonuna kadar götürdüm. Gelecek hala belirsin evet. Ama ben hayata teslim olmayı, ona güvenmeyi ve kendi değerimi kendim biçmeyi öğrendim bu süreçte. Ve bu değer eskiden sandığım gibi parayla ölçülebilir bir değer de değilmiş üstelik. Kendime duyduğum saygı, sevgi ve değeri karşılayabilecek maddi bir gerçeklik yok çünkü. Ama manevi olarak öyle zenginim ki maddi illüzyonların hiç birine ihtiyaç duymuyorum artık.
İkinci bahar böyle bir şey olmalı diye düşünüyorum şimdi. Bu inanç ve güçle tohumlarımı sulamaya devam ediyorum. Çünkü artık biliyorum baharın sonu yaz, her yer çiçek.
O yüzden korkma! Korkuya teslim olmak bu hayatta kendine yapabileceğin en kötü şey. Sen kendine değer vermediğinde evren de senin koyduğun sınırlar içerisinde akıyor sana. Sınırlarını kaldır ve kendini sev. Kodları bırak artık bir kenara. Onlar bu zamana kadar üstlerine düşen görevi yaptılar, tamam. Ama artık sana hizmet etmeyen hiçbir şeyi tutma hayatında. Özgürlüğünün sınırları senin elinde unutma bunu. Kendini gerçekleştirmek için şans ver kendine ve evrene. Her şey çok güzel olacak inan buna. Kendine tutkuyla peşinden gitmek isteyeceğin, kendini, özünü gerçekleştirebileceğin bir alan bulmaya ada. Bunu yapabilmek için de önce neleri istemediğini, nelerin artık hayatında sana hizmet etmek yerine yük olduklarını tespit et. Duyguya düşmeden, yorum getirmeden sadece gözlemle. Bu sürecin sonunda artık korkusuzca neyi istemediğini fark edeceksin. Fark ettiğinde de çıkış yoluna aramaya çoktan başlamış olacaksın ve işte o zaman evrenle aynı frekansta titremeye başlayacaksın ve akacaksın yaşama.
Işık ve sevgiyle,
Om
Comments